Yel değirmenleri bana her zaman ilginç gelmiştir. Ve hiç bıkmam onları seyretmekten ya da fotoğraflamaktan.
Her Yel Değirmeni gördüğümde Don Kişot'un hikayesi, yel değirmenleriyle savaşı gelir aklıma. İlk okuduğum zaman yanlış hatırlamıyorsam orta okula gidiyordum ve çok hoşuma gitmişti. Çok ama çok etkilenmiştim.
Yel değirmenlerini Don Kişot Materyalizme savaş açmıştır.
Don Kişot, yel değirmenlerini devler olarak yanlış tanımlar ve onlara saldırır. Ancak, bu yel değirmenleri gerçekten devler mi yoksa sadece hayali bir ürün müdür?
İşte burada ilginç bir bağlantı ortaya çıkıyor. Don Kişot, gerçek dünyanın sıkıcı ve monoton rutinlerinden kaçmak için hayal dünyasına sığınırken, yel değirmenleri de gerçek dünyanın sıkıcılığını ve tekdüzeliğini temsil eder.
Yel değirmenleri, toplumun makineleşmiş yapısını simgeler ve Don Kişot'un bu yapılara karşı duyduğu öfkeyi yansıtır. Don Kişot'un gözünde, yel değirmenleri birer dev olarak görmesi, toplumun kendisine dayattığı kuralların ve gerçeklerin yanılsamalı bir şekilde büyütülmüş hali gibidir. Don Kişot, hayal dünyasında kahramanca savaşlar verirken aslında toplumun ona dayattığı gerçeklikle savaşmaktadır.
Don Kişot'un yel değirmenleriyle savaşı, gerçekle hayal arasındaki ince çizgiyi sorgulamamıza neden olur. Kimi bakış açılarına göre, Don Kişot'un deliliği onun gerçek dünyaya uymama isteğinden kaynaklanır. Ancak başka bir bakış açısına göre, Don Kişot'un idealizmi ve inancı, onun gerçek dünyanın sınırlarını zorlayan bir kahraman olmasını sağlar.
Sonuç olarak, Yel değirmenleri ve Don Kişot, gerçeklik ile hayal arasındaki sınırı sorgulayan ve idealizm ile gerçekçilik arasındaki dengeyi ele alan ilginç bir ilişki sunar. Don Kişot'un yel değirmenleriyle olan savaşı, insanın kendi iç dünyasıyla gerçek dünya arasındaki çatışmayı temsil eder.
Bu nedenle, Don Kişot'un hikayesi, hayallerimizin ve inançlarımızın sınırlarını zorlamamız gerektiğini hatırlatan bir öğüt taşır. Unutmamamız gereken bir şey varsa o da gerçek dünyanın monotonluğuna ve tekdüzeliğine karşı hayal gücünün gücüdür. Bu yüzden, Don Kişot'un yel değirmenleriyle olan mücadelesi, her birimizin içindeki idealist kahramanı uyandırmamız için bir ilham kaynağı olabilir.
Aklıma Access Consciousness'in en sevdiği aracı geldi. " İlginç Bakış Açısı, bu bakış açısı ilginç bir bakış açısı."
Evet Access Consciousness bize; sadece kendimiz olabileceğimiz bir alan sunuyor ve diyor ki "Herkes gibi olmak zorunda değilsin. Sen Kimsenin bakış açısını kopyalamadan kendi bakış açılarınla kendine arzu ettiğin bir hayatı yaratımını yapabilirsin."
O halde seçersen bu hafta "İlginç Bakış Açısı" aracını kullanmayı seçebilirsin.
Bizim için bunun ötesinde neler mümkün?
Comments